Görkemli sarayları, sanat eserleri, yüzyıllık kiliseleri ve zengin tarihi ile birçok turist alan dünyanın en gezilip görülesi şehri olan Roma'dan söz etmek istiyorum.
Yazın gitmiştim Roma'ya. Hava güneşli ve sıcak, her yer cıvıl cıvıl insan kaynıyor. Gezilecek ve keşfedilmesi gereken birçok köşe bucak olunca aşık olmamak mümkün değil bu şehre.
Buraya da ulaşımım Trier'den Frankfurt Hahn Havaalanı'ndan oldu. Bu havalimanını çok kişi bilmez, bizim bildiğimiz o büyük Frankfurt havalimanı değil burası. Çok uygun uçak biletlerinin bulunabileceği ve uçaklara çoğunlukla istediğin yerde otur mantığında olan, değişik bir tecrübe oldu benim için:) Öğrenciyken cazip geliyor tabi bu gibi tecrübeler.
Şehir içi ulaşımla ilgili ise hiç zor olmadığını belirtmek isterim. Bilinenin aksine o kadar kalabalık ulaşımda bir aksamaya sebep olmuyor. Gerçi biz 'smart' marka araba kiralamıştık ama...
Gezilecek yerleri ise şu şekilde sıralayabilirim: Elbette Aşk Çeşmesi (La Fontana di Trevi) ilk sırada yer alıyor.
Dünyanın en meşhur çeşmesi olduğunu zaten biliyoruz. Her gün yüzlerce, binlerce turist buraya tekrar geleceklerine inanarak bozuk para atıyorlar, ancak birçok kişi de başkaları attığı için atıyor. Sürüye biz de uyalım psikolojisi:) Bir tür efsane olmuş bu inanç. Atılan bozuk paraların ise evsizlere verildiği söyleniyor. Aşk Çeşmesi, Poli Sarayı'nın bir kenarında bulunmaktadır ve çevresinde alışveriş yapabileceğiniz birçok mağaza bulunmaktadır. Meşhur roma dondurmasını da, hatta en güzelini, yiyebileceğiniz dondurmacı da burada bulunmaktadır. Ayrıca Aşk Çeşmesi'nin ana temasının 'deniz' olduğu söyleniyor.
Roma'ya gidip de buraya uğramamak olmaz tabi...
Kolezyum (Collesium) da ziyaret edilmesi şart olan bir yer. 2007 yılında dünyanın 7 harikasından biri olarak seçildiğini hatırlatmak isterim. İmparatorları eğlendirmek için düzenlenen çeşitli gösteriler burada yapılmıştır, bu gösterilerin en bilineni ve popüler olanı ise gladyatör savaşlarıdır. Collesium'un önünde sıra beklerken gladyatör kıyafetleri giymiş kişilerle para karşılığı fotoğraf çektirmek de mümkün. Sıranın çok uzun olduğunu hatırlıyorum, yaklaşık 40 dakika bekledik. İçeriye girdiğinizde elbette gladyatör filmi gibi olmuyor bir kısmı yıkılmış veya tadilat yapılıyor oluyor. Ancak yine de Roma İmparatorlu'ğunun simgesi olması burayı önemli kılıyor.
Bir de İspanyol Merdivenleri (Spanish Stairs) var görülmesi gereken. Aslında sıradan merdiven burası ama orayı özel kılan şey merdivene oturup dinlenen bir kalabalığın olması. İsminin nerden geldiğiyle ilgili ise, merdivenlerin yukarısında yer alan İspanyol Büyükelçiliği'nin bulunmasından alıyor. Yine de bu kadar bilindik ve turistler arasında popüler olmasını gerektirecek bir numara yok. Aslında merdivenlerin hemen karşısında dünyaca ünlü markaların (Gucci, Dolce Gabbana, Dior, Cartier gibi) bulunduğu ünlü alışveriş caddesi olan Via Condotti (Condotti Caddesi)'nin daha popüler olması gerektiğini düşünüyorum. Merdivenlerin yukarısından kısmen de olsa Roma manzarasını görebiliyorsunuz. Gidildiğinde yine de görüp hatıra fotoğrafı çektirmenizi tavsiye ederim.
Paylaşmak istediğim diğer fotoğraflar ise;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder