25 Şubat 2014 Salı

HEIDELBERG

Heidelberg, güneybatı Almanya'da bulunan bir şehirdir. Almanya'nın en eski üniversitesidir Heidelberg Üniversitesi. Bu şehre gitme sebebim tamamen tesadüf oldu ama iyi ki gitmişim diyorum. Almanya'da okurken, her hafta sonu bir yere gitme planları yapıyorduk. Öyle ya zaman geçiyor ne kadar çok gezersek kardır. Adını daha önce duymadığım bir şehir idi ve gezip gördükten sonra internette yapılan yaygın bir yorum olan 'Romantik Şehir' yorumuna kesinlikle katılıyorum. 
Kentin tarihinin antikçağ Roma İmparatorluğu dönemine uzandığı bilgisini edinmiştim. Heidelberg Üniversitesi ise 1386 yılında kurulmuş.
Heidelberg deyince akla ilk gelen Heidelberg Sarayı'dır ve görüntüsü ise muhteşem ve ihtişamlıdır.



Fotoğrafları çektiğim köprünün adı ise Carl-Theodor Brücke'dir (Köprüsü). Bu köprü Neckar Nehri üzerinde bulunur ve 1248'de inşa edildiği söyleniyor. Halk arasında bu köprüye 'Alte Brücke' yani eski köprü denmektedir.




Nehir kıyısında yürüyüş yapmak gerçekten çok keyifli oluyor. Kent çok sayıda turist çekiyor. Benim Heidelberg'de bulunduğum mevsim İlkbahar'dı ve hava kapalı olmasına rağmen yeşilin her tonu, tarihi mekanları ve özellikle de küçük tren vagonuna benzeyen ve Bergbahn adı verilen tramvay ile Schloss yani saraya tırmanmak çok keyifli ve farklı bir tecrübe oldu benim için. Bir de tramvay bileti satan bayan türk çıkınca bizden para da almadı saolsun:) 





Manzarayı yukarıya çıkarken izlemek çok keyifliydi.
Ben ki kale, kilise gezmekten çok gittiğim yerlerde şehrin hareketli yerlerini keşfetmeyi seven biri olarak Heidelberg'de gezdiğim kale beni hiç sıkmadı aksine çok keyif aldım. Sanırım bu manzara keyifli olmasına sebep olan.
Almanya'yı severim ama o bunaltıcı kapalı havası ve insanların yüzündeki mutsuzluk ifadesi bana hep 'bu ülkede maksimum 1-2 yıl yaşanır' diye düşündürüyordu ancak Heidelberg bana sanki Fransa'da bulunan bir kent gibi geldi. Yani bizde yer eden Almanya imajından biraz daha farklı ve burada yaşayan insanlar da daha bir güleryüzlü idi.
Aşağıda yer alan fotoğraflar kalede çekilmiştir. Bazı yerleri yıkılmış olmasına rağmen görmeye değer diye düşünüyorum. İçinde dünyanın en büyük ahşap fıçısı sergileniyormuş ancak ben böyle bir bilgiyi oradan ayrıldıktan sonra edindim dolayısıyla fotoğraf çekemedim.





İkinci Dünya Savaşı'nda birçok Alman şehri bombalanmış olmasına rağmen bu şehri bombalamaya kıyamamışlar yorumunu yapmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Bu arada Almancası olmayanların endişe yapmasına gerek yok çünkü şehirde fazla sayıda Amerikalı gördüğümü ve onların da turist olduğunu düşünüyordum ancak sonradan bu kentte fazlaca Amerikalı'nın da yaşadığı bilgisini edindim. Dolayısyla, Almanya'nın pek çok kentinde olduğu gibi Heidelberg'de de İngilizce anlaşabilirsiniz.
Bir de Bismarc Meydanı'ndan fotoğraflar paylaşmak istiyorum. Bu kentten hala bahsederken kendimi 'elinde şarabın arkadan slow motion bir müzik, insanlar huzurlu ve telaşsız' bir yer hayal edin demekten alıkoyamıyorum. Belki bu yorum çok klişe ama bende bıraktığı iz bu oldu. Hatta birgün Almanya'da yaşamam gerekirse üniversite okuduğum şehir Trier ve Heidelberg'i tercih ederdim.
Bu arada ben Heidelberg'de konaklamadığım için otel fiyatları konusunda bilgi veremeyeceğim, hiç araştırmadım da açıkçası.




Ara sokaklardaki güzellikleri de keşfetmek güzel oluyor tabi. Özellikle hava güzel olduğunda merkezdeki restaurantlarda yemek yemek (özellikle biftek öneriyorlar) ayrı bir keyif oluyor. O güzellikte bir yerde o kadar şık cafe ve restaurantta oturup da rakı keyfi yapamamak tabi içimde yer etti ama şarap keyfi de fena olmadı:)
Yukarıda fotografı bulunan Hotel zum Ritter adındaki bu bina hala faaliyette olan bir otel binasıdır ve bina çok eski olduğu için konaklama oldukça pahalıya mal oluyormuş. Bina şehir için o kadar özel ve turistik ki magnetlerini görmek bile mümkün ve her turist binanın özelliğini bilmiyor olsa bile mutlaka fotoğrafını çekiyor. Ben de o turist tayfasındanım diyebilirim çünkü sadece güzel ve gotik göründüğü için çektim fotoğrafını.
"Sıkıcı" diye nitelendirilen Almanya'da farklı bir şehir keşfetmek isteyenlere Heidelberg şehrini tavsiye ediyorum. Bir gün geçirmiş olmama rağmen gezdiğim birçok şehire göre daha çok iz bıraktı bende. Bir gün mutlaka tekrar ve bu kez eşimle gitmek istediğim bir şehir.
Son olarak ise S-Bahn trenleri ile Mannheim'ın 15 dakikalık ve Frankfurt'un ise 2 saat uzaklıkta olduğunu yazmak istedim. Otel rezervasyonları için expedia.de yada expedia.com'u kullanabilirsiniz.

Bir daha gidebilmek ümidiyle...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder